18 Nisan 2025 15:55

İzmir’de 13 sendika Sendikal Haklar Kurultayı düzenliyor

İzmir’de sendikalar, “Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş” kampanyası kapsamında yarın Hakemler Lokali’nde, Sendikal Haklar Kurultayı yapacak.

İzmir’de 13 sendika Sendikal Haklar Kurultayı düzenliyor

İzmir — 13 sendika; Anayasal bir hak olan sendikalaşmaya, sendikal hak faaliyetlerinin engellenmesine, sendikacılığın suç sayılmasına, grev yasaklarına karşı Sendikal Haklar Kurultayı’nda buluşuyor.

Birleşik Metal-İş, Basın-İş Sendikası İzmir Şube, Devrimci Turizm İş, Genel Maden-İş Ege Bölge Temsilciliği, Gıda-İş, İletişim-İş, Kristal-İş, Petrol-İş İzmir Şube, Sağlık-İş İzmir Şube, Tekgıda-İş, Teksif Ege Bölge Temsilciliği, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Tez-Koop-İş sendikalarından oluşan toplam 13 sendika Sendikal Haklar Kurultayı’nda buluşacak.

İş Hukuku Uzmanı Dr. Murat Özveri ile Emek Partisi Milletvekili Sevda Karaca’nın konuk olarak katılacağı Kurultay, 19 Nisan Cumartesi Günü, 14.30-18.00 arasında İzmir Hakemler Salonu/Atatürk Stadyumu’nda gerçekleşecek. Sendikalaşma mücadelesi veren ve TİS talepleri için eylem yapan, greve çıkan işçiler başta olmak üzere Kurultay’a çok sayıda sendikacı, işçi ve temsilcinin katılması bekleniyor. 

Sendikalardan oluşan Kurultay Komitesi, konuya ilişkin yayınladığı çağrıda, İş Kanunu ile Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun, ucuz emeğe dayalı, güvencesiz kölece çalışma modelini içerdiğini ifade ederek, bu durumun sendikal örgütlenmeyi zorlaştırdığını vurguladı.

Yıllarca süren yetki davaları ile TİS’ler engelleniyor

İşçinin sendikaya üye olup sendikalaşma sürecini başlatmasıyla işten atmaların ve çok çeşitli mobbing yöntemlerinin devreye sokulduğunu belirten Komite, çoğunluğa ulaşıldığında da yıllarca süren yetki davalarıyla işçilerin sendikalı çalışması ve TİS yapmasının engellendiğini belirtti.

Sendikalaşmanın önüne konan iş kolu-işyeri barajları engellerine de dikkat çeken Komite, “Bunlar aşıldığında grevler yasaklanıyor, yetmezse valilik, kaymakamlık makamlarınca eylemler yasaklanıyor, direniş çadırları sökülüyor, sendikacılık yaptığı için sendikacılar tutuklanıyor” ifadelerini kullandı.

Tüm bunlara rağmen işçi sınıfının ülkenin dört bir yanında insan onuruna yaraşır ücret ve çalışma koşulları için verdiği mücadeleden geri durmadığını vurgulayan Komite, İzmir’in işçilerin ücret artışı, sendikalaşma, toplu sözleşme gibi taleplerle örgütlenme, grev ve eylemlerinin yoğunlaştığı bölgelerin başında geldiğine dikkat çekti. Komite, Gaziemir Serbest Bölge’den Kemalpaşa Organize’ye, Torbalı ve Bornova’ki tütün fabrikalarından, Çiğli Organize’ye, Aliağa’dan hastanelerdeki ve belediylerdeki işçi eve kamu emekçilerinin kitlesel eylemlerini hatırlattı.

İşçilerin talepleri

“İşçi sınıfının, bugün elinden alınmış olan demokratik-sendikal hakları ile mevcut kötü çalışma ve yaşam koşulları arasında doğrudan bir bağ olduğunu biliyoruz” diyen Komite, işçi sınıfının taleplerini şöyle sıraladı:

  • Haksız ve keyfi işten çıkarılmalar yasaklanmalıdır.
  • Kıdem tazminatı, ücret vb. işçi alacaklarının tamamı öncelikli ve devlet güvencesi altında olmalıdır.
  • Sendikal yetkinin belirlenmesinde işçi iradesi doğrudan esas alınmalıdır.
  • Yasaksız grev hakkı için; grev yasakları anayasadan tamamen çıkarılmalıdır.
  • Lokavt uygulaması kaldırılmalıdır.
  • Dayanışma grevi, hak grevi, uyarı grevi ve genel grev hakkı tanınmalıdır.
  • Grevde geçen günlerin ücretleri işveren tarafından karşılanmalıdır.
  • Koşulsuz ve barajsız sendika, etkin işyeri denetimi.

Bu sorunların bütün konfederasyonları, örgütlü örgütsüz bütün işçileri ilgilendirdiğinin altını çizen Komite, “Bu nedenle sendikal örgütlenme konusunda yaşanan her türden yasal ve fiili engellerin ortadan kaldırılması, gerekli yasal düzenlemelerin yapılabilmesi için meclisi harekete geçirmek üzere verilecek yasa önerilerinin işçiler ve sendikaların ortak talebi olarak hazırlanması ve mücadelede nasıl bir hat izleyebileceğimizi hep birlikte tartışmak doğru yöntem olacaktır” açıklamalarında bulundu. (Evrensel)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Dört yılda 750 bin yeni çocuk işçi

Dört yılda 750 bin yeni çocuk işçi

Bizzat Erdoğan’ın, pandemiyi ‘üretim ve lojistik üssü olma fırsatı’ olarak işaret ettiği 2020’den bu yana ucuz emek eksenli dönüşümün çarpıcı sonuçları ortaya çıkıyor. ‘Üretim, ihracat’ gibi sloganlarla pazarlanan dönüşüm, çocuk emeğini de başta sanayi olmak üzere sermayenin hizmetine sundu. Bu dört yılda 750 bin çocuk daha resmi rakamlara işçi olarak geçti.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Gençlerin sokak eylemlerine atıfta bulunan Bahçeli, "Öğrencinin yeri okuldu, sınıftır, kütüphanedir" dedi.

Evrensel'i Takip Et